16 Eylül 2015 Çarşamba

Galatasaray-Atletico Madrid Maçına Bakış


Galatasaray, 2 yıl önce Şampiyonlar Ligi Finali oynayan Atletico Madrid’i sahasında ağırlayarak Şampiyonlar Ligi macerasına bu sezon ilk adımını attı. Süper Lig de sezona 1 galibiyet 2 beraberlik ve 1 mağlubiyetle başlayan Galatasaray’ın Atletico Madrid karşılaşmasını inceledik.
Transfer döneminin en çok tepki alan takımı şüphesiz Galatasaray oldu. Transferin son günlerinde takımdan ayrılan Telles, Melo ve Dzemaili’den yoksun olarak hafta sonu Mersin İdman Yurdu karşısında bir puana razı olan Galatasaray bu sezonun en ciddi sınavını Atletico Madrid karşısında taraftarı önünde verdi.
Hamzaoğlu ‘nun Büyük Kumarı
Hamza Hamzaoğlu’nun Atletico Madrid karşısına çıkardığı ilk 11’in kökleri sadece maç içi dinamiklere dayanmıyor. Elbette transfer döneminin düşük kalitede geçirilmiş olması ve Galatasaray’ın açık şekilde gözler önüne serilen güç kaybının bir yansımasıydı.



Denayer’in ilk 11’de yer alması Chedjou’nun sakatlığında çok büyük bir sürpriz sayılmazdı fakat haftasonu  Mersin İdman Yurdu maçında hiç süre almamasından sonra sürpriz bir seçim oldu diyebiliriz. Fakat bundan daha büyük sürpriz Hakan Balta’nın ön libero olarak tercih edilmesi oldu. Daha önce hiç bu mevkide şans bulamayan Hakan Balta’nın Atletico Madrid maçında Selçuk ve Emre Çolak merkezinin arkasında yer alması sürpriz bir hamle oldu. Madrid ekibinin etkili kanat hücumlarını merkezden sonlandırması ve çizgiyi inseler bile 18 etrafında top kullanmayı tercih etmelerine karşı iyi bir önlem sayılabilecek hamleydi. 20’lik Jason Denayer’in takımıyla ilk maçını Atletico Madrid karşısında ilk 11’de başlamasının nedeni de bu aslında. Hakan Balta’nın stoper mevkiinde Galatasaray ve milli takım formasıyla gösterdiği iyi performansların ve iyi denebilecek pas becerisinin bu bölgede tercih edilme sebebi olarak gösterebiliriz.



Orta sahayı kalabalık tutarak Atletico Madrid ataklarına önlem alan Hamzaoğlu  işin hücum tarafında orta sahanın zaman zaman saha içinde kanatlara deplase olmasıyla gol şansı yaratmayı düşünmüş. Emre Çolak’ın 30.dakikaya kadar oyunda varlık gösteremedi. Emre Çolak’ın oyundan çıkmak istemesi de maçın ayrıca ilginç anlarından biriydi. Fizik kalitesi, pres becerisi ve dinamizmi yüksek Atletico Madrid Hamzaoğlu’nun çıkardığı ilk 11’e karşı zorlanmadı.

Genç Yıldızlarıyla Atleti



Atletico Madrid finansal olarak dibe vurduğu dönemde iyi bir yapılanma içine girdi. Simeone’yle gelen başarılarla ve yaptığı yüksek ücretli satışlar sayesinde güçlenen Atletico geleceği adına önemli hamleler yaptı. Takımda Koke, Oliver Torres, Saul Niguez, Griezmann, Gimenez, Vietto, Jan Oblak, Stefan Savic ve Angel Correa potansiyeli yüksek, gelecek vaad eden isimler. Bir çok genç isimden oluşan Atletico Madrid takımının tecrübeli oyuncuları sorumluluk alarak bu genç orkestrayı mükemmel bir uyumla yönetiyor. Atletico Madrid sadece bünyesinde barındırdığı yıldız adaylarıyla değil mükemmel antrenman kalitesiyle de fark yaratıyor. Diego Simeone’nin oyun okuma becerisi ve taktik dehasıyla birleşince ortaya mükemmel bir performansı çok mütevazi bütçelerle koyabiliyorlar.Dinamizmi, fiziksel kapasitesi yüksek Madrid ekibinin bugün sahada gösterdiği müthiş enerji, kusursuz saha yayılımı ve yüksek pres becerisi sistemli bir çalışmanın ürünü.
Maça Bakış
Galatasaray, Atletico Madrid karşısına farklı bir formasyonla çıkarken Simeone de Hamzaoğlu’na bir sürpriz hazırlamıştı. İyice forma şansı bulmaya başlayan ve haftasonu Barcelona karşısında mücadelede ilk 11 de boy gösteren Oliver Torres kenarda, Villareal’den transfer Arjantin’li genç yetenek Luciano Vietto sahadaydı. 4-2-3-1 dizilimini tercih etmeyen Simeone Jackson Martinez’i en uçta konumlandırıp  Vietto’nun kenarlara inebilmesine sağlamıştı. Fizik gücü çok yüksek olan Jackson Martinez Galatasaray defansını da epey zorladı.
Galatasaray kronikleşen oyun kuramama sıkıntısını bugün çok belirgin bir şekilde tekrar gördü. Semih ve Denayer arasındaki paslaşmaların bir hayli fazla olması bunun bir göstergesi. İlk yarım saatte Galatasaray zaman zaman hücum yapmayı


Denayer’den Semih’e giden paslar.

Galatasaray’da atak yönü daha çok Carole-Sneijder-Podolski üçlüsünün kullandığı sağ kanattı. Yüzde 48 gibi bir yüzdeyle bu koridoru kullanan Galatasaray defansif olarak yeterli olmayan Guilherme Siquera’nın kanadını kullandı. Aslında bu Siquera’ya has bir durum değil. Geçtiğimiz yıl Galatasaray’ın Telles-Sneijder-Yasin’le bu bölgeden atak denediğini sıkça gördük. 



Galatasaray’ın sıkça sahanın soluna yığıldığını görüyoruz. Bu aslında oyunun Sneijder’a göre şekillendiğini bir göstergesi. Telles yada Carole Sneijder’la pas bağlantısı yapabildi geçtiğimiz dönemde. Sneijder’in sol kanada yakın oynaması Ajax altyapısından çıkan bir çok 10 numarada görülen bir durum. Sol kanada yakın oynayıp sağ ayakla kaleye veya ceza sahasına etkili toplar atabiliyorlar. Bunu Tottenham oyuncusu Christian Eriksen’de de görebiliriz.
Sneijder’in ısı haritası bu tezi destekler niteklikte.









Lionel Carole’den Wesley Sneijder’a giden paslar aynı zamanda Galatasaray’ın sıkça tercih ettiği oyun kurma girişimini barındırıyor. Göbekten oyun kurmayı neredeyse hiç denemiyor Galatasaray.
Bir diğer ilginç istatistik ise  maç içerisinde Galatasaray’ın 80 pasla en çok pas yapan oyuncusu Semih Kaya oldu. Galatasaray’ın oyun kurma konusundaki problemi  Atletico Madrid ve Galatasaray defans oyuncuları arasında yapılacak bir karşılaştırmayla ortaya çıkabilir.



Pas sayıları karşılaştırınca Galatasaray’ın topa sahip olma ve pas sayısı üstünlüğünün bir hayli yanıltıcı istatistikler olduğu ortaya çıkıyor.
Galatasaray’ın maç boyu ısı haritası da bu durumu kanıtlar nitelikte. 



Galatasaray savunmasının maç boyu zafiyetleri gözler önüne serildi. Duran top savunmalarında konsantre bir görüntü vermedi ve yenilen ikinci golde bu hatanın bedeli ağır oldu. İkinci golü getiren büyük hata ise Carole’ün hatasıydı. Genç oyuncu rahatlıkla kontrol edebileceği topun kontrolünü geciktirince oyun alanında tutamadı ve kornere sebebiyet verdi. Kornerde Burak’ın ön direkte uzaklaştırdığı topun takibini yapan Atletico ikinci ortada ileriye çıkmış Galatasaray savunmasını önde yakaldı ve Godin’in indirdiği topta Griezmann farkı ikiye çıkardı. Kenardan gelen topları ceza sahasında iyi savunamayan Galatasaray bu hataların bedelini iki golle ödedi. İlk golde de bir kenar topundan kalesinde gören Galatasaray geçen sezon savunmada verdiği açıklarını kapatamamış. Galatasaray bu sezonda pozisyon alma ve yan toplar konusunda oldukça sıkıntı yaşayacak gibi duruyor. İlk golde defansın yerleşimi bu düşünceyi doğruluyor.



Yenilen ikinci golde Carole’ün acemice hatasından doğan korner sonrası ikinci ortada Galatasaray savunması hazırlıksız yakalandı. Denayer’e karşı pozisyon üstünlüğü olan Godin kafayla Griezmann’a indirdi ve Atleti ikinci golü rahatlıkla buldu. Pozisyonda Denayer’i dezavantajlı duruma düşüren geri geri hamle yapmaya çalışması sebebiyle yükselememesi oldu.

İlk yarıda oyunun kontrolünü elinde tutan Atletico Madrid ilk yarım saatte istediğini alarak ikinci golden sonra topu daha geride karşılamaya başladı. Zaman zaman tehlikeli kontra ataklarla Galatasaray kalesini tehdit etseler de skor 2-0’da kaldı. İkinci yarı başında oyunu rölantiye alan ve yaptığı Oliver Torres-Saul Niguez ve Fernando Torres-Jackson Martinez değişiklikleriyle kontra atak futboluna dönen Simeone Galatasaray karşısında geri çekilerek Galatasaray’ı daha yerleşik karşılamaya başladı.
İkinci yarı başında Galatasaray’da Yasin-Sabri değişikliğinden sonra sağ beke geçen Denayer ilk maçı için iyi bir performans gösterdi. Yasin’i oyuna girmesiyle o kanadı da etkili kullanmaya başlayan Galatasaray zaman zaman etkili olsa da Atletico savunması hata yapmadı. İkinci yarıda Atletico’nun istediğini alıp çekilmiş olması Galatasaray’ın iyi oynadığı gibi anlaşılabilir fakat Atletico Galatasaray’ın topa sahip olmasına izin vererek oyunu geride karşılamaya başladığı için Galatasaray zaman zaman etkili ataklar yapma imkanı buldu.  



İkinci yarı başında Sabri’nin kenara gelmesiyle şans bulan Yasin sağ kanatta driplingleriyle etkili oldu fakat Atletico Madrid’in skoru tutma konusundaki tecrübesi Galatasaray’ın istediklerini yerine getirmesine engel oldu. Ayrıca gördük ki Galatasaray’ın sezon başı kampından sonra beklenen fiziksel düşüşü fazlasıyla etkili oldu. Fiziksel olarak toparlanma için ekim ayı başlarında takım hazır olur demişti Hamzaoğlu. Galatasaray taraftarı transfer dönemini fazlasıyla zor geçirirken Sarı-Kırmızılıların lige ve Avrupa sahnesine arzu edilen girişi yapamaması da baskıyı fazlasıyla hissettirecek gibi.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder