14 Aralık 2014 Pazar

Arsenal ve Konyaspor Maçları Üzerine

Yabancı sınırlamasının katkıları(!)

Galatasaray geride bıraktığımız hafta önemli iki maça çıktı. Bunlardan ilk Arsenal karşısında Şampiyonlar Ligi gruplar aşaması son maçıydı. Bir diğer sınav, Torku Konyaspor'a karşı deplasmandaydı. Hamza Hamzaoğlu'nun gelişiyle takım içinde yayılan pozitif hava, artık sona gelinen Şampiyonlar Ligi macerasının sonuna geldiği maçta 4-1'lik skoru engelleyemedi. Arsenal karşısında alınan sonuç elbette sürpriz değildi ancak maç içerisinde Tarık Çamdal'ın tabiri caizse saç baş yolduran amatör hataları; Sinan Bolat'ın futbolcu olduğunu unutması skoru belirleyen etkenler oldu. Bu seviye de oynayan, yılda 1.3 milyon euro kazanan (ki Avrupa liglerinde çok az sayıda kalecinin kazandığı bir miktar bu) bir kalecinin kapattığı köşeden goller yemesi ve maç içinde hiç bir varlık gösterememesi kabul edilemez. Yabancı sınırlamasının Türk futboluna hediyelerinden(!) biridir Sinan Bolat.




İlginçtir ki böyle bir performanstan sonra, Sinan Bolat'ın menajeri Galtasray'ı tehdit eder gibi Muslera ayrılmazsa Sinan ayrılacak diyor. Hay hay...


Arsenal maçının kilit noktalarından biri de takım içinde oyuncuların fiziksel seviyesinin çok düşük olması. Rakip takımın yedek oyuncuları ve hatta altyapısından getirdiği oyuncuların bile fiziksel olarak Galatasaray'ın as oyuncularından daha iyi olduğunu söylemek mümkün. Ama yabancı sınırlaması bunlara çözüm olacak.(!)


Öngörülemez..

Öte yandan Konyaspor karşısında alınan skorundan öngörülebilir bir skor olmadığı aşikar. Ligin zorlu ekiplerinden Konyaspor Aykut Kocaman'ın gelişiyle henüz çok önemli bir değişiklik yaşamazken, Hasan Kabze, Torje ve Djalma gibi önemli hüvum silahlarını kadrosunda bulunduran bir ekip. Bir diğer yabancı sınırlaması hediyesi olarak, Gabriel Torje ve Djalma gibi Konyaspor adına maça olumlu etki edebilecek oyuncuların yerine Ömer Ali Şahiner'le maça başlayan Konyaspor, geride kanat oyuncularından hiç destek alamayıp üstelik Galatasaray üzerinde bir baskı da yaratamayınca ilk golle birlikte çözülmeler başladı.Umut Bulut her zaman olduğu gibi yine doğru yerde biterken Galatasaray adına maç olumlu bir havaya büründü. Hamzaoğlu'nun gelişiyle büyük çıkış yakalayan isimlerden Burak Yılmaz skoru 2-0'a getirirken Konyaspor defansı S.O.S vermeye başlamıştı zaten. Son zamanların bir diğer çıkış yapan ismi Emre Çolak'ın Selçuk'un adrese teslim ortasında çok güzel bir vuruşla durumu 3-0 a getiren vuruşunda maçın kaderi tayin edilmişti bir bakıma.

Öte yandan Galatasaray adına sahada Alex Telles bulduğu şansı bir kez daha iyi değerlendiremedi. Klasik bir Brezilya'lı bek olan Alex Telles 4 lü savunmanın sol tarafında defansif olarak yine bekleneni veremedi. Savunma becerilerinin yetersizliği Konyaspor'un ikinci yarıda özellikle Djlama'yla büyük boşluklar bulmasına sebep oldu.


Değişen atmosfer...

Atmosfer her ne kadar değişse de oyununuz değişip gelişmedikçe Arsenal gibi takımlara kaybetmeye mahkumsunuz. Ancak iyi bir atmosfer oluşmadıkça gelişmeyi beklemek fazla iyimser bir beklenti olacaktır. Önümüze bu iyimser tabloyu koyan ise bu atmosfer oldu. Emre Çolak oyundan alınırken Selçuk ve Sneijder'in tebriklerini kabul etmesi, Hamza Hamzaoğlu'nun oyuncularla kusursuz bir iletişim kurması takım motivasyonu adına mükemmel bir haber. Henüz taktik ve teknik değişikliklerin yansıması için çok kısa bir süre geçmiş olsa da, takım için de değişen havanın saha içinde neleri değiştirebildiğini gördük. 5-0'lık Konyaspor galibiyeti Galatasaray adına ligde önemli bir motivasyon oldu.



6 Aralık 2014 Cumartesi

Hamzaoğlu'yla Gelen Metamorfoz

Galatasaray'da Aysal döneminin çalkantıları henüz durulmamışken Galatasaray bugün gösterdiği iyi performansla evinde ligin dişli ekiplerinden Akhisarspor karşısında üç puanı aldı. Hamza Hamzaoğlu'nun gelişiyle takım içinde yüzlerin güldüğü haberleri sık sık karşımıza çıkıyor ve bununla beraber takımın sahada gösterdiği gelişim de bunu doğruluyor.Bunu en büyük sebebi ise Hamzaoğlu'nun oyuncularla iyi iletişim kurabilmesi olarak gösterilebilir.




METAMORFOZ

Eskişehirspor'a karşı oynanan oyunun bir ölçü olmayacağı gerçek ancak, Akhisar karşısında alınan galibiyet takımın potansiyelinin de yavaş yavaş sahaya yansımaya başladığını gösterdi. Bilal Kısa gibi önemli bir oyuncusundan yoksun sahaya çıkan Manisa ekibinde Gekas'ın gol pozisyonu dışında çok iyi marke edilmesiyse defans açısından bir diğer sevindirici noktaydı. Galatasaray 4-4-2 formasyonuyla sahaya yayılırken Hamzaoğlu Burak Yılmaz'ın en uçta sürekli ofsaytta kalmasına çareyi Burak'ı Umut Bulut'un arkasında "Gezici Forvet"oynatmakta bulmuş. Gösterdiği mükemmel performansı iki golle süslerken Galatasaray adına önemli işler yaptı. 70 kez topla buluşan Burak Yılmaz %85 başarı oranıyla 47 isabetli pas yaparken sahanın en çok koşan isimlerinden biriydi. Burak Yılmaz'ın bu istatistiğinde diziliş ve hücum kurgusunun payı çok büyük. Takım hücuma kalktığında geçmişte en uçta Burak Yılmaz topu aktaracağı kimseyi bulamadığından çok fazla top kaybı yaşanıyordu ancak bu akşam Burak önünde Umut yanında Sneijder, Bruma, Emre Çolak ve Telles gibi pas opsiyonlarını bulduğunda daha etkili oldu. Atağa çıkarken zaman zaman ceza sahası içinde çoğalmakta sıkıntı yaşadı Galatasaray, bu sebepten yapılan ortalarda Umut Bulut'un ön direkten isabet sağlayamadığı iki kafa topunu saymazsak Galatasaray yan toplarda herhangi bir etkinlik gösteremedi.

Gençler yeniden şans buluyor

Hamza hoca mevcut kadroda Prandelli zamanında şans bulamayan Emre Çolak, Bruma ve Telles'e şans verdi. Geçtiğimiz iki maçta da bu oyuncuların performansının ne denli iyi olduğu ve daha da iyi olabileceğini gördük. Bruma'nın ikinci yarıda girdiği Eskişehirspor maçında attığı golden sonra bugün Akhisar karşısında yaptığı driplinglerle rakip savunmayı zorladığını gördük. Takım Prandelli zamanında hücumda çoğalamazken savunmada da herhangi bir varlık gösteremiyordu. Bunun sonucu olarak sahanın iki yönünde de verimsiz ve organizasyondan yoksun bir Galatasaray görüntüsü çizerken bugün atak içinde kurguyu ve sahada formasyonun ve taktik bağlılığın kısa zamanda ne kadar üst seviyeye çıktığını gördük.

Bir parantez de tabii ki Emre Çolak için açılmalı. Yıllardır patlama yapması beklenen Emre, bugün sahada çok olumlu bir görüntü verdi. Aldığı topları çok verimli kullanırken iki şutunda isabet bulamasa da Melo'nun yokluğunda durumu oldukça iyi idare etti. Selçuk'la iyi bir ikili oluşturan Emre maç içinde sağ ve sol kanada önemli bir destek verdi.

Hamza Hamzaoğlu ikinci sınavını başarıyla verirken, değişiklikler için 80'li dakikaları beklemesi biraz durumu zorlaştırsa da kulübenin nitelik olarak çok yüksek olmayışı bunda önemli bir etken. Dzemaili sakatlıktan döndükten sonra, Pandev'in maç formunu kazanması ve Melo'nun kart cezasının sona ermesiyle önümüzdeki haftalar için takım çok iyi bir gelecek çiziyor.

3 Aralık 2014 Çarşamba

Galatasaray'da Hamza Hamzaoğlu Dönemi

Hamza Hamzaoğlu 1991 yılında genç bir oyuncu olarak kapısından girdiği Galatasaray'a tam 23 yıl sonra Teknik Direktör sıfatıyla geri döndü. Ard arda gelen kötü sonuçlar ve oynanan kötü futbolun getirdiği kaçınılmaz son olarak Prandelli'yle yolların ayrılmasının ardınndan Galatasaray yeni bir teknik direktör arayışına girdi. Hamza Hamzaoğlu ve Hikmet Karaman isimleri arasından kısa süren spekülasyonlardan sonra Galatasaray yeni hocasını açıkladı. Abdurrahim Albayrak göreve Hamza Hamzaoğlu'nun getirildiğini ve Hamza hocaya çok güvendiğini sözlerine ekledi. Hamza Hamzaoğlu 1 Aralık pazartesi günü kendisini Galatasaray kulübüne 6 aylığına bağlayan sözleşmeye imza attı.

Hamza hoca ilk sınavını bu akşam ligin dişli ekiplerinden Eskişehirspor karşısında Ziraat Türkiye Kupası maçında verdi. Haftasonu Fenerbahçe'ye karşı muhteşem bir oyun sergileyen Eskişehirspor karşılaşmanın son dakikalarında Fenerbahçe lehine verilen tartışmalı penaltı kararıyla 2 puanı Saracoğlu'nda bıraksa da harika futboluyla takım potansiyelini kanıtlamıştı. Galatasaray karşısındaysa önemli denecek çapta rotasyonlu kadrosuyla çıkan Eskişehirspor'da Erkan Zengin, Hürriyet, Ruud Boffin gibi önemli oyuncular kadroda yoktu. Buna karşın Galatasaray'ın Wesley Sneijder, Muslera, Burak Yılmaz dışında tüm as oyuncularını sahaya sürmüştü Hamza hoca.

Bu akşam sezon başından bu yana performansı soru işareti olan Pandev için olumlu bitti. Hamza Hamzaoğlu bir penaltı kaçırıp bir penaltı yaptıran Pandev'i ilk yarı sonunda oyundan alsa da maç sonunda: "Pandev kaliteli bir oyuncu ancak maç eksiği var" dedi. Hamzaoğlu defans dizilişi ve kurgusunu mükemmele yakın yaptı, ancak kalede Sinan Bolat'ın performansı kesinlikle lig seviyesi için düşük. Telles klasik bir Brezilyalı bek. Brezilyada altyapı eğitimi almış bek oyuncuları hücumcu bek oyuncuları olarak yetiştirilir. Telles'in hatasıyla Eskişehirspor'un yetenekli genç oyuncusu Erkut'un müthiş plasesi durumu eşitlese de Telles bu maç içinde olumlu oyunculardan biriydi. 

Hamza hocanın Sinan Bolat kumarı hem Muslera'yı dinlendirmek hem de yabancı kontenjanından tasarruf etmek için olsa gerek ama bunu kumar yapan asıl nokta Sinan ve Muslera arasında en az bir kaç gömlek fark oluşu. Ayrıca Hamza hocanın ilk yarının ortalarında sarı kart gördükten sonra 2 sert faul daha yapıp şans eseri oyundan atılmayan, sinirlerine hakim olamayan Melo'yu oyundan almaması bir hataydı. Selçuk İnan bu maç adeta yeniden doğdu. Birinci sınıf bir frikik golüne imza atan Selçuk ayrıca bir de penaltı  golüyla takımını sırtladı. Pas alışverişleri ve genelde yan ve geri oynadığı topları bu maç daha ofansif kullanan Selçuk Hamza Hamzaoğlu'nun gelişiyle kendini yeniden bulacak gibi.

İkinci yarıda Pandev'in yerini alan Bruma'ya ayrı bir parantez açmamak olmaz. Uzun bir sakatlık döneminin ardından geri dönen ancak verilen şansları iyi değerlendiremeyen Bruma bu maç adeta patladı. Yaşadığı özgüven kaybını atlatmış görünen Bruma sık sık kaleyi yokladı ve sonunda skoru 3-2'ye getiren golü sol ayağıyla buldu. Zaman zaman top kayıpları yapsa da rakip savunma için oldukça büyük tehlike yaratan Bruma bu maç için iyi not alan oyunculardan biriydi. Ve tabii ki Umut Bulut.. Tartışmasız Türkiye'nin en büyük profesyonellerinden biri. Büyük küçük takım ayırmaksızın her maça aynı motivasyonla ve azimle çıkan,
 sahada ayak basmadık yer bırakmayan Umut Bulut. Bu akşam ceza sahasının sağ tarafından sert bir vuruşla kaleciyi avlayarak takımının dördüncü golüne imza atan Umut maç boyunca Eskişehirspor defansını yıpratan isim oldu. 

Son olarak Hamza hocanın genel performansı ve takıma etkisi olumlu görünüyor. Takım taktik ve diziliş anlamda toparlanmış bir görüntü verirken peş peşe gelen iki İtalyan hoca döneminde hiç görmediğimiz bir taktik disiplin vardı sahada. Atağa çıkarken 4-2-3-1 formasyonuyla atağı başlatan Galatasaray kanat oyuncularının içeri kat edip bek oyuncularının bindirmesiyle tehlike yaratmaya çalışırken, rakibi karşılarken 4-1-4-1 ve 4-5-1 formasyonunu uyguladı. Takım saha içine yerleşirken çok net biçimde dizilişleri ve yerlerini korudu. Melo ilk yarıda ilk sarı kartını gördükten sonra 2 sarı kartla sonuçlanabilecek aksiyonlara imza atarken Hamza hocanın devre arasında Melo'yu oyundan alıp Hamit Altıntop'u sahaya sürebilir veya daha sonra yaptığı gibi Emre Çolak'ı göbeğe çekebilirdi. Pandev, Emre'nin boşalttığı 10 numara pozisyonunu doldurur Pandev'in kanadına ise Bruma geçebilirdi.  Ancak Hamza hocanın Melo'ya müdahale etmeye gerek duymaması Melo'nun ikinci sarı kartını getirdi. Akhisar gibi ligin iyi futbol oynayan ve orta sahası güçlü ekiplerinden birine karşı Melo gibi takımın en önemli oyuncularından birinden mahrum kalmak Galatasaray adına zorlayıcı olabilir.Tüm bunların ötesinde Hamza Hamzaoğlu camiaya taze bir kan ve yeni bir hava getirmiş. Umarım önümüzdeki sezon 4 yıldızlı formayı giyecek bu takım.